Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 184

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 184 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 184

1-6. soruları Mehmet Rauf’un Eylül adlı romanından alınan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu.

Süreyya canı sıkılanlara has bir sabırsızlıkla: “Çılgın kız!” diye söylendi.
Balkona açılan büyük kapıdan parmaklığa dayanmış dışarıya baktığı görülen eşine dönüp: “Bu gece hava ne güzel!” dedi. Bu nisan gününün saat on birde başlayan yağmuru yarım saat sonra sona ermiş, nemli bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lacivert bir gökyüzü titriyordu; toprağın, ağaçların rutubetli esintisi her şeyin içine işliyordu.
Genç kadın pencerenin kenarına dayanarak bir iki uzun nefes aldı, her nefes aldıkça hayatı artıyormuş gibi oh çekiyordu. (…) kıştan kurtulamayan bir tepe gibi karanlık ve gamlı duran Süreyya’ya doğru gelerek elinden tuttu, kaldırmak istedi:
— Hava bu kadar güzelken burada somurtup oturmak gezip eğlenenlere haksız yere kızmaktan daha mı iyidir? Haydi, biz de çıkalım…
Süreyya’nın bu gece canı pek sıkılıyordu, “adam bırak!” dedi. Babasına dargınlığını bütün köye yayıyordu; gezintiye çıkacakları zaman o kadar ısrar etmiş, fakat bu sefer de sahil bir yere gitmeye babasını razı edememişti. Büyük babalarının vaktiyle gelip nasıl budala bir hesapla “şu taş ocağında” yaptırdığı bu köşk onları her sene başka bir yere gitmekten alıkoyuyordu. Bütün kışın, Boğaziçi’ni görürken yine koşup geldikleri “şu çöplük”, çocukluğundan beri yaşaya yaşaya usandığı bu ıssız çöl onu artık çıkıp gezmekten alıkoyacak kadar bıktırmıştı! Babasına karşı bir şey yapamamasının intikamını almak isteyerek hırsını başkalarından çıkarıyor, buradaki hayatın aleyhinde bulunmak için her şey kendisine bir vesile oluyordu. Bunun için her günkü hayatında genellikle şen olan Süreyya buraya taşındıkları on günden beri hemen daima sisli, taşkın, hatta o kadar sevdiği eşi Suat’a karşı bile hemen hiçbir sebep olmadığı hâlde haksız davranıyordu.
Suat’ın, kendi kolunu tutan elinden çekip yanı başına oturarak ve kendisine dargın olmadığı için gülümsemek lâzım geldiğini hatırlayarak kaçamak, isteksiz bir gülümseyişle: “Şimdi hep çamur oluruz; toprak toprak değil ki…
İki dakika yağmur yağdı mı haddin varsa yürü! Bastığın yerden ayağın bir okka çamurla beraber kalkar…” dedi.

1. Metinde Süreyya’nın nasıl bir ruh hâlinde olduğunu nedeniyle birlikte belirtiniz.

  • Cevap: Süreyya babasına olan kızgınlığından dolayı mutsuz ve keyifsizdir.

2. Metinde kişilerin iç dünyalarının mı yoksa olayın mı öne çıkarıldığını belirleyiniz.

  • Cevap: Kişilerin iç dünyaları öne çıkarılmıştır.

3. Metinde kullanılan anlatım tekniklerini belirleyiniz.

  • Cevap: Metinde diyalog, gösterme, iç çözümleme, özetleme gibi anlatım teknikleri kullanılmıştır.

4. Metinde zaman ve mekânın özelliklerini belirleyiniz.

  • Cevap: Zaman bir nisan günü saat 11.30 civarlarıdır. Mekân köşk ve köşkün bahçesidir.

5. Metinde ünlem işaretinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

  • Cevap:

Metindeki ünlem işaretlerinin kullanım amaçları şu şekildedir:

  • Çılgın kız! : Hayret etme anlamı olan bir ifadenin sonuna konmuştur.
  • Bu gece hava ne güzel! : Sevinme, memnun olma anlamı veren bir ifadenin sonuna konmuştur.
  • Adam bırak! : Bir durumdan hoşnut olmama belirten bir ifadenin sonuna konmuştur.
  • Bıktırmıştı! : Bıkkınlığın var olduğunu ifade eden bir cümlenin sonunda yanlış bir şekilde kullanılmıştır.
  • İki dakika yağmur yağdı mı haddin varsa yürü! : Bir durumun meydana getirdiği hoşnutsuzluğu belirtmek için kullanılmıştır.

6. Metinde anlamına, yapısına, yükleminin yerine ve türüne göre cümle çeşitlerine birer örnek bularak bunların metindeki işlevlerini belirleyiniz.

  • Cevap:

* Anlamına göre:

  • Olumlu: Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu.
  • Olumsuz: …fakat bu sefer de sahil bir yere gitmeye babasını razı edememişti.
  • Soru: Hava bu kadar güzelken burada somurtup oturmak gezip eğlenenlere haksız yere kızmaktan daha mı iyidir?
  • Ünlem: “Çılgın kız!”

*Yapısına göre:

  • Basit: Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu.
  • Sıralı: Bu nisan gününün saat on birde başlayan yağmuru yarım saat sonra sona ermiş, nemli bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lacivert bir gökyüzü titriyordu; toprağın, ağaçların rutubetli esintisi her şeyin içine işliyordu.
  • Bağlı: Babasına dargınlığını bütün köye yayıyordu; gezintiye çıkacakları zaman o kadar ısrar etmiş, fakat bu sefer de sahil bir yere gitmeye babasını razı edememişti.
  • Birleşik: Büyük babalarının vaktiyle gelip nasıl budala bir hesapla “şu taş ocağında” yaptırdığı bu köşk onları her sene başka bir yere gitmekten alıkoyuyordu.

* Yüklemin yerine göre:

  • Kurallı: Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu.
  • Devrik: Metinde devrik cümle yoktur.
  • Yüklemin türüne göre:
  • Fiil cümlesi: Salonda bahçedekilerin kahkahaları işitilebiliyordu.
  • İsim cümlesi: Bu gece hava ne güzel!”

7. Aşağıdaki yargılardan hangisi, Tanzimat Dönemi romanlarının özelliklerinden biri değildir?

A) Konusu günlük hayattan ya da tarihten alınmıştır.
B) Kahramanlar, çok yönlü olarak verilmiştir.
C) Genel olarak bireyi eğitmek amaçlanmıştır.
D) Rastlantılara sıklıkla yer verilmiştir.
E) Tasvirler, eseri süslemek amacıyla yapılmıştır.

  • Cevap: B

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 184 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!