“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 35 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 35
4-8. soruları aşağıda harfler ile sıralanan parçaları okuyarak cevaplayınız. Cevaplarınızı soruların yanındaki harflerden birini veya birkaçını kodlayarak veriniz.
Felsefî dilde okuyucunun dikkati içeriğe yöneliktir. Dolayısıyla onda, söyleyenin şahsiyeti kendini hissettirmez ve ettirmemelidir. Hâlbuki edebî eserde dil araç değil, amaçtır. Onun açık ve anlaşılır olma gibi bir sorumluluğu yoktur. Tam tersine edebî dil, yan anlam, mecaz, sembol, imaj gibi vazgeçilemez kullanımlar sebebiyle bir hayli kapalı ve muğlaktır. Kısacası edebî dil, dil içinde bir üst dildir. Sanatkârın başarısı, söz konusu üst dili yakalayabilmek, kendine has ve orijinal bir ifade kudretine ulaşabilmek ve üslûp sahibi olabilmekle doğru orantılıdır. Felsefî dile göre çok daha zengin olan edebî dil, sanatkârın kimlik ve kişiliğiyle özdeşleşir.
İsmail Çetişli, Edebiyat Sanatı ve Bilimi
Hem edebi eser, hem de felsefi eser bireysel bir çabanın ürünüdür. Ama edebi eserde üslup, estetik zevk önemli olduğu için esere yazarın üslubu, estetik zevk anlayışı yansıtmakta ve yazarın şahsiyeti eserde bulunmaktadır. Felsefi eserde ise, amaç estetik zevk olmadığı için kullanılan dil soyut ve kuru bir dildir ve dolayısıyla da akıl yürütme ve mantıksal çözümlemelerle doludur. Edebiyat, kavram analizlerinden uzaklaşarak, olayları somut bir hale sokmak suretiyle, felsefenin soyutluğunu ve kuruluğunu giderir. Bir felsefi eser de filozofun eseri olmasına rağmen, bireyselliği aşan bir konuma sahiptir.
Ali Osman Gündoğan, Felsefe ve Edebiyat
Dilciler, dilbilimciler değişik açılardan incelerler bir sözcüğü. Anlam ve ses imgesinin ayrılmayacak biçimde kaynaşmasıyla oluşmuş bir kavram birimi sayarlar onu. Ne ki bu kavram, değişikliğe uğrar zamanla. Daha doğrusu sözcüğün anlam alanında genişleme, zenginleşme olur. İnsan düşüncesindeki açılımlar, benzetme ve yakıştırma ya da aktarma yoluyla sözcüklere yeni yeni anlamlar yükler. Bu yük- leyimi de ozanlar, yazarlar yapar genellikle. Diyelim ki “ağır” sözcüğünün, ilk ve temel anlamı “tartıda çok çeken”dir. Bugün bu anlamının yanı sıra aktarma yoluyla “değeri çok olan”, “çapı boyutları büyük”, “çetin, güç”, “tehlikeli, korkulu”, “sıkıntı veren”, “dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı”, “yavaş”, “yoğun” gibi anlamlar da yüklenmiştir bu sözcüğe.
Emin Özdemir, Dilin Öte Yakası
Soru: 4) Yukarıda harf ile gösterilen parçaların hangisi veya hangilerinde açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır?
- Cevap: A, B, C
Soru: 5) Yukarıda harf ile gösterilen parçaların hangisi veya hangilerinde edebiyat ve felsefede kullanılan dilin farklılığından söz edilmiştir?
- Cevap: A, B
Soru: 6) Yukarıda harf ile gösterilen parçaların hangisi veya hangilerinde düşünceyi geliştirme yollarından hem tanımlamaya hem örneklemeye yer verilmiştir?
- Cevap: C
Soru: 7) Yukarıda harf ile gösterilen parçaların hangisi veya hangilerinde bir eylem, nedeniyle beraber verilmiştir?
- Cevap: A, B
Soru: 8) Yukarıda harf ile gösterilen parçaların hangisi veya hangilerinde “Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.” kuralına aykırı bir kullanım vardır?
- Cevap: B
12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 35 Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap