“12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 56 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 56
Birden yumuşadı Reis, “Haritacı mısın? Bre, haritacı mısın?” diye sordu hayretle.
“Haritacıyım, evet!” dedi Kocabaş, uzun ince parmaklarını oynatarak ve sağ elini göğsüne bastırarak, “Gel..” dedi Reis. İzledi onu Kocabaş, ince dizleri titreyerek, kamarasına kadar.
Bir köşeden bir sandığı açtı Reis. “İşte” dedi. “İşte benim hazinelerim! Bunlara altın döktüm.”
Boy boy sarılmış haritalarla doluydu sandık, ağzına dek.
“(…) Niye topluyorum bunları biliyor musun? Şimdi artık bir mappa mondo,yani bir dünya haritası çizmek istiyorum. Öyle bir harita ki eşi kimsede bulunmasın. Yüzyıllar sonra görenler de hayretler içinde kalsın. İşte bunun için topluyorum ne harita varsa..”
Kocabaş, durgun kaldı yerinde bir süre düşünüyormuş gibi, sonra inceledi haritaları sandıktan alıp açarak teker teker. Bir yandan da söyleniyordu… “Harita çiziyor… Hayret… Harita çiziyor…”
“Bir mappa mondo yapacağım. Şan olacak. İnanıyorum buna bir gün çizeceğim.”
“İlkel haritalar bunlar…” dedi Kocabaş en sonunda, incelemesini bitirip. “Hepsi ilkel şeyler…” Sonra Reis’e dönüp şunları söyledi:
“Bende en görkemlisi, en ayrıntılısı var dünya haritasının. Sultanım, reisim, senin mappa mondo çizmene yardımcı olabilirim. Ama sen de kuluna yardımcı olmalısın…”
“Mappa mondo..” diye söylendi Reis.
“Sana bir mappa mondo vereceğim Reis’im. Ama söylediklerimi yaparsan..”
“Söyle istediğini” dedi Reis.
“Beni Çirçe kayalıklarına götüreceksin. Orada bir gizli mağara var. Oraya sokacaksın beni. Ben de Reis’ime dünya haritası göstereceğim orda. Sonra azat edeceksin beni.”
Reis ve Kocabaş zorlu bir yolculuktan sonra Çirçe Kayalıklarına varır.
Kocabaş, sallanıp yuvarlanarak ilerledi kumlar üzerinde. Bir şey arıyor gibiydi. En sonunda bir yerde durup ince parmaklarıyla kumları eşeledi. Güç oluyordu bu ama hırsla ve hevesle saldırdı kumlara. Eşeledi, eşeledi, parlak demirden bir yüzey çıktı ortaya. Genişletti bu yüzü iyice ve bir kapak belirdi sonuçta. Dar, kapı gibi bir şey. “İşte benim gemim. Buraya gömülü” dedi Kocabaş. “Şimdi beni bekleyeceksin. Dünya haritasını sana gösterip ayrılacağım buradan. Yerinden kıpırdama Reisim.”
“İşte dünya!” diye bağırdı Kocabaş. “İşte dünya!. Bunu istemiyor muydun? Bir saatin var Reis. İyice bak! İşte buraları Çin ve Maçin, işte Hint ve Sind. İşte bütün Asya, karanlık ülkeler ve kutuplar. İşte Kolonbo’nun yeni ulaştığı topraklar. Bunu istemiyor muydun? Gökyüzünün yedinci katından böyle görünür dünya! Her istediğin var burada. Bir saat karşında duracak bu küre. Sonra gideceğim artık…” Reis taş kesilmiş gibi bakıyordu küreye. Kocabaş’ın söylediklerini duymuyordu bile. Bakıyordu her şeyi ayrıntılarıyla görmek için. Bütün dünya gözlerinin önündeydi. (…) Doğruydu. Tam bir dünya hari- tasıydı karşısındaki. Kutuplara doğru çevreyi kar ve buzlar kaplıyor. Çöller uzanıyordu Afrika’da. Yer yer bulutlar dolaşıyordu kara ve denizlerin üzerinden.
“Vakit tamam!” dedi Kocabaş. Reis vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştı bile. Ses çıkarmadan son kez baktı boşlukta asılı duran küreye, unutmamak için gördüklerini. Ve kayığını sürdü suya. Küreklere asılırken “Yolun açık olsun Reis” dedi Kocabaş. “Senin de haritacı. Sağol!” diye cevap verdi Reis.
O kadar yapmayı istediği mappa mondo’yu, yani dünya haritasını, bu üç günde, deve derisine çizdi Piri Reis!”
Orhan Duru, Yoksullar Geliyor (Kısaltılmıştır.)
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap