Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 150

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 150 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 150

SULTAN MEHMET’İN GEMİLERİ

Bir sabah ferman ile uyandık İstanbul kıyılarında,
Bir sabah duyuldu Sultan Mehmet:
— “Gemilerim karadan yüzdürülsün!”
Dağlar taşlar inledi:
— “Emret!”

Kızaklarla yarıldı yer, ufuklarca,
Saçıldı zümrüt göklere, gümüş böceklere merhamet.
Acayip pınarlardan, meçhul koruluklardan geçtik,
Zamanımızla durdu iki yanda,
Geçmiş devirler sed sed.

Çektik süslü kadırgaları binlerce kişi,
Morarmış omuzlarımızda sanki bir demet.
Sanki bahçeler genişliyordu kopardıklarımızla,
Sanki bizimle yürüyordu,
Kısmet.

Balta gürültüleri değil, kazma sesleri değil,
Masallarca bir cümbüş yapıyordu arzu ve kuvvet.
Tarihin bir musiki gibi aktığı yerde,
Sustu bütün ormanlar, bütün kuşlar;
Civarda bir dehşet.

1. a. Yukarıdaki parçada sıfat tamlamalarını bulunuz.

  • Cevap: Bir sabah, zümrüt göklere, gümüş böceklere, acayip pınarlardan, iki yanda, geçmiş devirler, süslü kadırgaları, binlerce kişi, morarmış omuzlarımızda, bir demet, bir cümbüş, tarihin bir musiki gibi aktığı yerde, bütün ormanlar, bütün kuşlar, bir dehşet.

b. Bulduğunuz sıfat tamlamalarının metindeki işlevlerini belirleyiniz.

  • Cevap:

Bu sıfat tamlamaları cümlede çeşitli görevlerde kullanılmıştır. Örneğin,

  • Özne: Geçmiş devirler, binlerce kişi, bütün ormanlar, bütün kuşlar, bir dehşet
  • Dolaylı tümleç: Zümrüt göklere, gümüş böceklere, acayip pınarlardan, iki yanda, morarmış omuzlarımızda, tarihin bir musiki gibi aktığı yerde
  • Zarf Tümleci: Bir sabah
  • Nesne: Süslü kadırgaları, bir cümbüş

2. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

Melik Dânişmend bir süre uyukladı, rüya görüp uyandı, ayağa kalktı, silâhını giydi, kılıcını kuşandı. Artuhî ve Efrumiyye sordular: “Ya Melik! Size ne oldu ki bu vakitte dışarı gidiyorsunuz?” dediler. Melik söyledi: “Dostlardan bir kişi geliyor, onu karşılamaya gidiyorum. Siz burada oturun, hemen gelirim.” dedi. Sonra atına binip dağdan ovaya indi. O anda gördü ki ruhban kılığında bir kişi geliyor. Elbisesi ve kalpağı siyah idi. Melik karşıdan çağırdı: “Merhaba, hoş geldin ya Süleyman!” dedi.

  • Cevap:

1. cümlede virgüller sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır.

2. cümlede iki nokta tırnak içinde verilen konuşma cümlesinden önce kullanılmıştır.

2. cümlede tırnak işareti alıntı cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır.

2. cümlede soru işareti soru anlamı taşıyan cümlenin sonunda kullanılmıştır.

2. cümlede nokta tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmıştır.

3. cümlede iki nokta tırnak içinde verilen konuşma cümlesinden önce kullanılmıştır.

3. cümlede tırnak işareti alıntı cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır.

3. cümlede virgüller sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır.

3. cümlede noktalar tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılmıştır.

4, 5 ve 6. cümlelerde nokta tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmıştır.

7. cümlede iki nokta tırnak içinde verilen konuşma cümlesinden önce kullanılmıştır.

7. cümlede virgül seslenme ifadesinden sonra kullanılmıştır.

7. cümlede tırnak işareti alıntı cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır.

7. cümlede ünlem işareti, ünlem değeri taşıyan seslenme ifadesinden sonra kullanılmıştır.

7. cümlede nokta tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmıştır.

3. Aşağıdaki parçada günümüz yazım kurallarına uymayan kullanımları belirleyiniz.

Dünya yine ol dünya, devran yine ol devran… Büyük balık küçük balığı yutmakta, gücü yeten yettiğini ezmektedir. Arkadaş arkadaşı çekemez de kardeş kardeşi ister mi sanki?.. Şu yaşlı dünyanın çok eski bir çağındayız. Van gölü ile Çıldır gölü arasındaki bölgede yeşil ufuklar ortasında küçük bir yayla köyü vardır. Bu köyün bir evinde iki kız, birbirinden güzel iki yıldız büyüyor. Birinin saçı kumral, birinin rengi esmer; büyüğünün huyu hırçın, küçüğünün dili zehirli imiş. İki bacı, bıkmadan usanmadan her gün söyleşir, her saat çekişirlermiş. Birinin ak dediğine öteki kara der, birinin hoş bulduğunu öteki yerermiş. Gün doğar kavga başlar, gün batar, yine bitmek bilmezmiş. Kıskançlık duyguları o derece benliklerini sarmış, o kadar iliklerine işlemiş ki gece düşlerinde bile bağırırlar, çağırırlarmış. Bugün başbaşa, yarın saçsaça… Gidiş bu gidişmiş işte.

  • Cevap:

Yazım kurallarına uymayan kullanımlar:

  • Ol: O
  • Van gölü: Van Gölü
  • Çıldır gölü: Çıldır Gölü
  • Başbaşa: Baş başa
  • Saçsaça: Saç saça

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 150 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!