Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 58

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 58 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 58

Belki o günlerdeki deve takibi alışkanlığı, tabiat tarihine dair bir inceleme fikri ve eser yazmasına dayanıyordu. Tabiatın eserlerinin mezarı olan ateşli çöllerin bu kararsız seyyahı çölde oturanların kum âlemleri içinde bu cefalı yâri, kendisine has manidar bir tavırla ara sıra o uzun boynunu çevirerek bu büyük adamı inceden inceye süzen bakışlarla çevrelerdi.
Bir gün Laleli’de birçok halkın toplandığını ve aralarında birisinin bağırıp çağırdığını işitince kalabalığın içine sokuldum.

Ortada büyük bir şiddet ve öfkeyle değer bilmezlerin yığılması sebebiyle feryat eden meğer bizim âlimmiş! Büyük adamların öfkesi de büyük olur. Ne yücelik! Ne yücelik! Bu öfke zamanında heyecana gelen sonsuz okyanus gibi heybetli, müthiş, ulu bir hâl kazanmıştı. Etrafındakilere, “Adam olmaz, insanlık bilmez cahiller… Benim buradan geçtiğimi görmüyor musunuz? Gelip koluma dokunacak ne vardı? Meğer siz ne yaman cahillermişsiniz?” diye feryat ediyordu. O kalabalığın içinde en çok konuşulan ve azarlanan bir herif, “Asıl kara cahil sensin!” demesin mi? O anda büyük adamın sabır ve tahammülü elinden giderek herifin boğazından yakaladı. Herif de âlimin yakasına sarıldı.

Û der-men ü men der-û fütâde
Halk ez-pey-i mâ devân u handân
Engüşt-i taaccüb-i cihânî
Ez-güft ü şenid-i mâ be-dendân

(Cihan halkının şaşırma parmağı bizim dememizden ve işitmemizden dişindeydi, yani şaşırıp parmaklarını ısırırlardı. O derviş bana ve ben ona düştük, yani birbirimizle çekişe ve savaşa düştük. Halk koşarak ve gülerek bizim ardımıza düştü.)

Ben de halkla beraber arkalarından gitmeye başladım. Biraz yürüdükten sonra hele ikisinin de arasını bularak bilgini cahilin pençesinden kurtardılar.

Bu büyük adamın yırtılmış yakasını düzelterek, çamurlar içindeki fesini giyerek, Aksaray’ da karanlık sokaktaki ilim yuvası olan evine, o perişan hâliyle girdiğini görmek gerçekten pek dokunaklıydı. Bu büyük adamın kırgın hâlinden gelen dehşetle, kapısını kapayıp da kaybolduğu zaman dedim ki: Şairlerin, bilginlerin en büyük eserleri ümitsizlik ve öfke durumlarında yazdıklarıdır.

Victor Hugo’nun bir eseri, Jean Jacques Rousseau’nun Emile’i öyle bir zamanda kaleme alınmamış mıydı? Cahillikten şikâyet eden bu adam kim bilir şimdi halkın eğitim ve öğretimine dair ne büyük bir felsefi eserle meşgul olmaya başlamıştır, niçin bu sokağın karanlığından bir bilgi güneşi doğmasın? Bu önemli çalışmaların iz ve sebeplerinden olmak gerektir ki kendisine birçok zaman hiçbir yerde tesadüf edemedim. Eğer hafızam beni aldatmıyorsa yirmi gün sonra ta uzaktan, bir tütüncü dükkânında, tütüncünün kendisine okumakta olduğu bir kâğıdı büyük bir özen ve dikkatle dinlediğini görerek o tarafa doğru gidince büyük adam da dükkândan çıkıyordu. Tütüncüye, “Bu büyük adama okuduğun kâğıt neydi?” diye sordum. Tütüncünün verdiği şu cevap, aradan seneler geçtiği hâlde hâlâ hatırımdan çıkmaz.

“O büyük adam değil, orta boylu. Memleketinden aldığı mektupları her zaman bana okutur. Onun okuması yazması yoktur”

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 58 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!