Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Cem Yayınları Sayfa 49

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 49 Cem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Cem Yayınları Sayfa 49

MUSTAFA NECATİ SEPETÇİOĞLU

“Büyük Peygamberin iki sözü benim sanat anlayışıma ışık tuttu ve sanat yolumu çizdi: Birincisi yatıştıran yalan, fitne koparan doğrudan evlâdır. İkincisi bir olaya dayalı sözdür: Büyük Peygamber, ashabıyla birlikte, hava almak için Mekke dışında gezerken taaffün etmiş bir köpek ieşine rastlamıştır. Kokudan burunlarını tutan ashabına gülerek bakan Hz. Muhammed, köpeğin bir sıra beyaz dişlerini göstererek: “Ne güzel!..” buyurmuşlar, “Bakınız, inci gibi dişleri var…”

“Bir dünya yaratacak güçte büyük olan bu sözü ilk duyduğumda tüylerim ürpermişti, unutamam. Çirkini, kötüyü, sefili göstermek ucuz ve kolaydır. Pahalı ve zor olan o çirkinlik, o kötülük ve sefalet içinde var olan ve gizlenen güzeli ve güzelliği görebilmektedir.

Çıkış noktalarım bunlardır. Buradan insana gittim. Bizde, eşrefül-mahlûkat olan, Rönesansın temelini teşkil eden; Hümanizmin çekirdeği bulunan insana. Ve gördüm ki yeryüzü ve insan bir içli ve büyük sevgi esası üzerine bina edilmiştir. Sevgi’yi çıkarınca nizam birden yıkılır, anarşi doğar ve kaos hâli teşekkül eder. En sevmediğim ve en nefret ettiğim şey de anarşi kaos hâlidir. Bununla beraber insanların birbirlerini sevmesi de yetmez; insanların yaşamayı, otu, toprağı, göğü velhasıl atom çekirdeğinden büyük boşluğa kadar olan her şeyi ve bütün bu nizamın düzenleyicisini de (tamamlayıcısını da) sevmesi gerekir. Bu sevgi bitmez, ama başladığı yer vardır. Başladığı yer de benim insanlarımdır; kanımdan olan, dilimi konuşan, ülkümü benimseyen ve bayrağımın altında benim gibi huzur duyabilen insanlara sevgim, buradan güç ve ışık alır, öteki insanlara varır. Bunun için 1952-1953 yıllarında çıkan bir üniversite dergisinde, benimle röportaj yapan bir arkadaşa, sorunca, şöyle cevap vermiştim: “Hümanizme giden yol, milliyetten geçer!” O zaman çocuktum, şimdi emekliyorum. Yarın yürüyebilsem yine bu söz beni ısıtacak.”

1. a) Yukarıda Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun sanat anlayışıyla ilgili görüşlerinin aktarıldığı bir metin verilmiştir. Bu metinden hareketle Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun sanat anlayışı ile iyi ve güzele olan yaklaşımını değerlendiriniz.

  • Cevap: Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun sanat anlayışı, iyi ve güzele olan yaklaşımını vurgulamaktadır. Onun görüşlerinden anlaşıldığı kadarıyla, Sepetçioğlu sanatın insanı yükselten bir güç olduğunu düşünmektedir. Çirkinlik, kötülük ve sefaletin yanında gizlenen güzelliği ve güzeli görebilenlerin değerini vurgulamaktadır. İnsanı merkeze alan bir anlayışa sahiptir ve sevginin temel bir unsur olduğunu savunmaktadır. İnsanların birbirlerini sevmelerinin yanı sıra doğayı, çevreyi ve düzenleyicisi olan nizamı da sevmeleri gerektiğini ifade etmektedir. Sanatın, insanları sevgiyle birleştirebilecek bir güç olduğuna inanmaktadır.

b) Mustafa Necati Sepetçioğlu, yukarıdaki metinde yer alan sözlerinde sevgiyi nasıl yorumlamıştır? Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Sözlü olarak ifade ediniz.

  • Cevap: Ben de Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun sevgi kavramını önemseyen yaklaşımını destekliyorum. Sevgi, insanların birbirleriyle ve çevreleriyle sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri için önemlidir. Sevgi, insanları bir araya getirir, anlayışı artırır ve dayanışmayı teşvik eder. Aynı zamanda sevgi, doğaya ve çevreye saygıyı da içerir. İnsanların doğayı, hayvanları ve gezegenimizi sevmesi, sürdürülebilir bir dünya için önemlidir. Sepetçioğlu’nun vurguladığı gibi, sevgi evrensel bir değerdir ve insanlar arasında birleştirici bir güç olabilir.

2. Köy veya kasaba hayatını anlatan hikâyeleri araştırınız ve bu hikâyelerde köy veya kasaba hayatlarının nasıl anlatıldığını değerlendiriniz.

  • Cevap: Köy veya kasaba hayatını anlatan hikâyeler, genellikle toplumcu gerçekçilik akımı içinde ele alınır. Bu hikâyelerde köy veya kasaba hayatı, gerçekçi bir şekilde betimlenerek genellikle toplumsal sorunlara odaklanılır. Özellikle Türk edebiyatında köy romanları olarak da bilinen bu eserler, genellikle kırsal kesimdeki insanların yaşam koşullarını, sosyal ilişkilerini ve sınıfsal yapıyı ele alır.

11. Sınıf Cem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 49 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!