9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 187

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 187 Ödev Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 187

etmek için sabırsızlanırdık.
ALEMDAR – İltifat buyurursunuz Hünkâr’ım,
II. MAHMUT – Oturmaz mısınız?
(Önce Mahmut, sonra diğerleri yerlerini alır.) (Bir süre sessizlik)
ALEMDAR – (Yine izin beklemeden) Çok uzaktan geliriz Hünkâr’ım, bir serhat şehrinden, Rusçuk’tan.
Gelecektik, çok az kalacaktık, işimizi görüp gidecektik. Cennetmekân amcanız nasıl olsa başladığı işleri bitirecekti. Çığırından çıkmış ocaklıya haddini bildirmek üzereydi, şerre alet olmuş ulemayı tanırdı, Anadolu’da halkı birbirine düşürerek zorbalıklarını yürüten zeamet beylerini itaat altına almak isterdi, devlete içerde eski gücünü, itibarını kazandıracak birtakım tedbirler düşünürdü. Gerçi çokyeni şeylerdi bunlar, ama yararlı şeylerdi, gerekli şeylerdi. (Durur, İkinci Mahmut’un yüzüne bakar, İkinci Mahmut’un yüzü bir heykel yüzü gibi hareketsizdir.) Geldik, başka şeyler gördük. Hayal etmediğimiz, bizi ta yüreğimizden vuran birtakım kahredici ızdıraplar…Tek tesellimiz, tek umudumuz siz kaldınız. (Tekrar durur, tekrar bakar Mahmut’un yüzüne, Mahmut’un yüzü o mermer katılığındadıryine.) Ne var ki bu kanlı sarayda, bu fesat yuvasında, bu… Bu iyiyle kötünün, akla karanın, dostla düşmanın birbirinden ayırt edilmediği berzahta sizi emin ellerde görmek isteriz. (Etrafına ateş saçan bakışlarla bakar ve tekrarlar.) Emin ellerde.
(Bir süre sessizlik)
II. MAHMUT – Peki, sizce bu emin eller hangi ellerdir, kimin elleri?
ALEMDAR – Biz dağlı insanlarız Hünkâr’ım! Gerçi yarânım, cennetmekân Selim Han’ın rahlesi önünde bir hayli bulundular ama ben saray adap ve erkânını bilmem. Belki de başka türlü söylemem gerekirdi. Bağışlayın ve izin verin içimizden geldiği gibi konuşalım.
II. MAHMUT – Söz sîzindir Paşa! Bildiğiniz gibi konuşabilirsiniz.
ALEMDAR – Bu sarayda daha dün bir tacidar boğazlandı. Bir tek kusuru vardı; etrafındakilere güvenmek. Bir tek noksanı vardı: insana insan olduğu için değer vermek. Onun içindir ki kahredici yumruğunu tam zamanında kullanmadı.
II. MAHMUT – Doğru söylersin Paşa! Bir hükümdar nereye kadar sevip okşıyacağını, nereden öte vuracağını bilmeli.
ALEMDAR – Size inanıyoruz Hünkâr’ım, size güveniyoruz. Ama şu çatı altında her şeyin, herkesin bir yüzü karanlıkta.
II. MAHMUT – Anlıyorum. (Ayağa kalkar.) Sizin kendinizden başka, kendinizden özge kimseye güveniniz yoktur.
ALEMDAR – (Sadelikle) Beli sultanım!
II. MAHMUT – Benimle biie olmadıkça hayatım üzerinde ve yaptıklarım üzerinde daima birtakım kaygılarınız olacak.
ALEMDAR – (Aynı sadelikle) Beli sultanım!
II. MAHMUT – Hayatımı kurtardınız, bu hayattan emin olmak istersiniz. Bana bir taht verdiniz, bu tahttan emin olmak istersiniz.
ALEMDAR – Beli sultanım!
II. MAHMUT – (Yüzünün tek çizgisi oynamaksam) Çelebi Mustafa haininden boşalan sadarete sizi münasip görürüz, ne dersiniz?
ALEMDAR – (Sadelikle) Biz de bunu isteriz Hünkâr’ım. Çünkü bu mihnet gayyasında paçamızı sakınalım

• Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Ödev Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 187 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.