“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 172 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 172
ağır ağır, sanki nazlanırmış gibi bir inişle dökülüyordu. Sanki şu kuruldakilerin beyinlerine güzel kokulu, amberimsi bir serinlikle, şakalaşan öpücüklerle dokunuyordu. Ahmet Cemil eserinin başında bir bahar sabahı tablosu betimlemiş, sonra iki dizeyle o parlak tabloyu hulya arkasından koşan gençliğe uygulayıvermişti.
Şimdi hayatın çekişme zincirlemesi başlıyordu. Fatin Dilaver Bey, tombul vücuduyla daha fazla sokuldu; duyduğu haz yüzünden Ahmet Cemil’e sarılacak sanılırdı. Ahmet Cemil ayağa kalktı. Şimdi nazmın ölçüsü değişik temellerden, ses düzenlemelerinden geçtikçe değişiyor; Ahmet Cemil artık sesini isteğine göre düzenlemeye başlıyordu.
Ahmet Cemil’in eseri o dönem hâkim olan edebiyat çevreleri tarafından beğenilmez. Gazetelerde eser hakkında olumsuz eleştiriler yapılır. Eniştesi, hamile olan İkbal’i döver ve bunun üzerine İkbal ölür. Arkadaşı Hüseyin Nazmi Avrupa’daki elçiliklerden birine atanmak üzere olduğunu, Lamia’nın da bir subayla evleneceğini söyler. Bütün hayalleri yıkılan Ahmet Cemil, yazdığı şiir defterini sobada yakar. Uzak çöl vilayetlerinden birine kaymakam olarak gitmeye karar verir. Ahmet Cemil, annesi ve Seher’i yanına alarak bir gemiyle İstanbul’dan ayrılır.
Aşağıdaki parça, eserin Ahmet Cemil’in bu yolculuğun başında geminin güvertesinde siyah bir gecede hayatını değerlendirdiği son bölümünden alınmıştır.
Ah! Zavallı, hırpalanmış, ezilmiş hayat!.. Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, bahtsız ömür!.. Bir elmas yağmuru altında gelişerek, şimdi bir siyah inci yağmurunun altında gömülen o emel çiçekleri!..
İşte, işte, görüyor; gözlerinin önünden yağan bu siyahlıklar, denize döküldükçe bir can çekişme halinin ezgisiyle boğulan bu karanlıklar, işte bunlar o hulya hayatının üzerine çekilen bir yas kefeni değil miydi?
O vakit denize baktı: Siyah bir deniz… Karanlığın içinde geminin kenarından esmer bir köpükle kaynaşarak kaçışan o siyahlıkları görüyor; altında korkunç, ürkütücü yokluğun kuruntusunu veren siyahlıktan başka bir şey görmüyordu.
(…)
Evet, bir karar hamlesi, yalnız bir küçük hareket, nasipsiz geçen hayatı ile şu yararsız vücut arasında bu denizin bütün siyah tabakalarını bir set zincirlemesi gibi bırakarak, ta şu denizin bir türlü sonu bulunmayan derinliklerine kadar inecekti. Birdenbire silkindi; ta yanı başında bir ses:
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 172 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yorum Yap