Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Cem Yayınları Sayfa 118

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 118 Cem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Cem Yayınları Sayfa 118

Yani hiçbir dilden etkilenmeyen, kelime almayan saf bir dilin varlığından söz edilemez. Dillerin kelime alıntılamaları iki şekilde olabilir. Temelinde öğrenmenin yer aldığı alıntılara bilgi alıntılan denir. Bir de, genellikle bilgi ve öğrenme dışında; siyasi ve iktisadi üstünlük, yönetici-yönetilen ilişkisi, özenti ve modalaşma gibi konularla ilgili alıntılar vardır. Bu tür alıntılara da özenti alıntıları denilmektedir (Karaağaç 2002: 97, 98). Konuyla ilgili yaptığımız araştırma gösteriyor ki genel ağ ve sosyal medya kanalıyla dilimize giren kelimeler, terimler daha çok ikinci gruba girmektedir. Tarihî dönemlere baktığımızda, Türkçenin değişik dillerden etkilendiği ve değişik dilleri etkilediği görülmektedir. Dilimizin tarihî dönem içerisinde en fazla etkilendiği dillerin başında Arapça ve Farsça gelmektedir. Ancak Arapça ve Farsçadan alınan kelimeler genellikle bir ihtiyacın sonunda dile girmiştir. Elbette bu dillerden özenti alıntıları dediğimiz alıntılar da yapılmıştır fakat bu özenti alıntıları zaman içerisinde dilden atılmışlardır. Son dönemlere gelindiğinde ise Türkçede Batı kökenli yabancı sözcüklerin sayısında artış olduğu görülmektedir. Türkçeye girmiş Batı kökenli yabancı sözcük sayısının ortalama 10.000’e yakın olduğu düşünüldüğünde, bu sözcüklerin %70’inden fazlasının Fransızcadan geçen kelimeler olduğu görülür (Korkmaz 2003: 124). Oysa, genel ağ aracılığıyla Türkçeye geçen yabancı kaynaklı kelimelerin başında ise İngilizce kelimeler yer almaktadır. Bu durumu son zamanlarda İngilizcenin Türkçe ve diğer dünya dilleri üzerindeki yoğun baskısıyla açıklamak mümkündür.

Sadece genel ağ değil, bilişim sektörünün diğer ürünleri de dili büyük çapta etkilemektedir. Bu ürünler aracılığıyla özenti alıntıları yapıldığı gibi, hiç şüphesiz bilgi alıntıları da yapılmaktadır. Konuya bilgisayar ve bilişim dünyası açısından yaklaşıldığında, bilgisayar ve bilişimle ilgili sözlerin dilimizde zamanla arttığı, bilgi alıntılarıyla birlikte özenti alıntılarının da yaygınlaştığı ve dilde zamanla özenti alıntılarının, bilgi alıntılarından daha çok yer tuttuğu görülmektedir. Bugünkü bilgisayarların atası sayılan ve büyüklüğü bir odayı kaplayan ilk bilgisayarın 1960’lı yıllarda ülkemize gelmesiyle dilimiz elektronikbeyin sözüyle tanışmıştı. Kişisel bilgisayarlar yaygınlaşana kadar dilimize bilgisayarlarla ilgili pek fazla söz girmedi. Ancak kişisel bilgisayarlar, genel ağ, cep telefonları yaygınlaştıktan sonra çok fazla terimle, sözle karşı karşıya kalındı. Başlangıçta disk, disket, monitör, klâvye gibi birkaç sözle sınırlı olan alıntılama, bilişim teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla giderek arttı. Donanım ve çeşitli yazılımlarla ilgili terimler de dilimize girmeye başladı (Akalın 2002: 473). Elbette böyle bir durumun oluşmasında bilişim teknolojisinde üretici değil tüketici bir toplum görünümü arz etmemizin rolü büyüktür. Bu nedenle yeni yeni bilişim terimleri, olduğu gibi gümrüksüz bir biçimde dilimize girmektedir. Yabancı kökenli bilişim terimlerinin, özellikle de İngilizce sözcüklerin baskısı sadece Türkçeyle sınırlı değildir. İngilizce, diğer dünya dillerini de etkilemekte, bazı ülkeler dillerini bu etkiden korumak için çeşitli çözümler üretmektedirler. Örneğin Fransız hükümeti bütün bakanlıklarda, belgelerde, yayınlarda ve ağ sayfalarında e-mail sözcüğünün kullanılmasını yasaklamış; İngilizce sözcüklerin Fransızcaya girmesini engellemeye çalışan Kültür Bakanlığı, e-mail yerine Fransızca posta anlamına gelen courriel sözcüğünün kullanılması gerektiğini söylemişti. Bu anlamda biz de ülkemizde Türkçenin yanlış ve bozuk kullanılması karşısında, dilin kullanımıyla ilgili kuralsızlıkları giderebilecek birtakım yasal düzenlemelere gidilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Çünkü Türkçe, bizim en önemli kültür değerimiz ve kimliğimizdir (Kabadayı 2006: 308).

Sözü özetlemek gerekirse dil, kendi hâline bırakılmakla gelişmez, zenginleşmez. İnsan eli değmedikçe dil, ileriye doğru bir adım atamaz. Yerinde sayan, hiçbir gelişme göstermeyen bir dil ise çağdaş uygarlığın bilim, teknik ve sanat alanlarındaki ilerlemelerine ayak uyduramaz, yeni kavramları anlatma gücü bulamaz. Bunun için her ulus, çeşitli kaynaklardan yararlanarak ve çeşitli yöntemlere başvurarak yeni sözcükler türetir. Böylece dil zenginleşir, her türlü duygu ve düşünceyi anlatma gücünü kazanır (Dizdaroğlu 1962: 7). Kısacası bu konuda bize düşen görev, Türkçe bilişim terimleri türetmeye çalışmak ve türetilmiş olan Türkçe terimlerin yaygınlık kazanmasını sağlamak olmalıdır. Böylece dilimizi yabancı etkilerden kurtardığımız gibi birçok açıdan zengin olan Türkçemize daha da zenginlik katmış oluruz.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Cem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 118 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!