Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 144

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 144 Ödev Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 144

Gün geçtikçe daha iyi anlıyorum: Türk” entelektüer’i, Türk aydını, Türk ülkesi denilen bu engin ve ıssız dünya içinde bir garip yalnız kişidir.

Bir münzevi mi? Hayır, bir acayip yaratık demeliyim, öyle ya, bir insan tasavvur edin ki hangi ırktan, ne cinsten olduğu belli değildir. Kendi vatanı addettiği memleketin dibine doğru ilerledikçe kendi kökünden uzaklaştığını hissediyor. Hissetmese bile etrafında hâsıl olan boşluk, soğuk ve itici hava, ona her an kendi toprağından sökülmüş bir aykırı, bir acayip nebat olduğunu bildiriyor.

Her memleketin köylüsüyle okumuş yazmış zümresi arasında, aynı derin uçurum var mıdır? Bilmiyorum! Fakat okumuş bir İstanbul çocuğu ile bir Anadolu köylüsü arasındaki fark bir Londralı İngiliz’le bir Pencaplı Hintli arasındaki farktan daha büyüktür.

Bunu yazarken elim titriyor.
Buraya geldiğim günden beri beni işgal eden en önemli, en büyük şey, Mehmet Ali’nin evindekilerden başlayarak, köylüleri kendime alıştırmak, ısındırmak olmuştur. Lâkin şimdiye kadar -işte buradaki yaşantımın bu sekizinci ayıdır hala küçük İsmail’le Mehmet Ali’nin anası Zeynep Kadından başka birisinde muvaffak olduğumu sanmıyorum.
Gerçi, köylülerden çoğuyla ahbapça konuşuyoruz. Ağaç altı, çeşme başı, dere boyu ve kahve arkadaşlığı ediyoruz. Lâkin, öyle derinliği olmayan, o kadar gevşek bir ahbaplık ki, görüyorum, ne onları ben, ne onlar beni tatmin ediyor. Hepsi benim yanıma yürekleri, kafaları gibi kalın sargılarla bağlanmış olarak geliyorlar. Ve bahislerimiz hep topraktan, havadan, zamandan yakınmaktır.

Esasen, Mehmet Ali’nin anasıyla da, bundan başka bir şey konuşmuyoruz. On iki yıldır, dul olan ve bütün ailenin tek başı, bu katı, sert ve mütevekkil insanda, tabiî güçlerden bir şey gizlenmiş gibi duruyor. Kırk yaşında mıdır? Ellisinde midir? Bilinmez. Eli ayağı, bir ağacın henüz topraktan sökülmüş kökleri gibidir ve bilirim ki, vücudu, bir meşe kütüğü kadar sağlamdır.
(…)
Köydeki tek yakını Mehmet Ali askere alınınca köyde büsbütün yalnızlaşır. Emine’ye gönlünü kaptırır, onunla evlenmek ister fakat Emine başkasıyla evlendirilir.
Ahmet Celal’in uyarıları işe yaramaz, Yunan ordusu köye girer.

Aşağıdaki parça Hasan’ın öldürülmesinin, düşmanın köydeki evleri birer birer yakmasının anlatıldığı bölümden alınmıştır.

Sabah oldu. Ama ne sabah! Çığlıklar içinde bir sabah. Kadınlar bağırıyor ve çocuk hıçkırıkları köpek ulumalarına karışıyor. Sanki bir gemi batmak üzere. Sanki çılgın bir bestekâr, iptidai bir orkestrada “Dünyanın Sonu”nu çalıyor.
Ben ve Emeti Kadın, bütün gece hiç gözlerimizi yummamışız. Ben, susarak, o uluyarak Hasan’ın cenazesini beklemişiz.
Sabaha karşı, kadında da uluyacak ses ve takat kalmadı. Bütün ağlamaları boğazından yukarı çıkmayan derin bir hırıltı hâlini almıştı.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Ödev Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 144 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!