Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 117

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 117 Ödev Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 117

Dal ortadan kaybolunca padişah da Dal’ın annesi de son derece üzülmüşler (…) Yaprak’la Fidan, Dal’ın gölde boğulduğunu korkudan söyleyemiyorlarmış. O yüzden, padişah da kızının ne olduğunu bir türlü anlayamamış. İhtiyar hâlinde, durmadan gözyaşları döküyor, yemeden, içmeden günlerini hep üzüntü içinde geçiriyormuş.
Onlar böyle üzüledursunlar… Sarayın çobanı, bir gün korulukta koyunları otlatırken gelip göl kenarındaki o kavak ağacının altına oturmuş. Ağaçtan kestiği bir dalı kendisine güzel bir kaval yapmış, öttürmeye başlamış.
Fakat o da ne? Bu, öteki kavallara hiç de benzemiyor… Çok güzel ötüyor, sesi pek uzaklara kadar gidiyor, hem de âdeta insan gibi konuşuyormuş.
Çoban, kavalı bir daha, bir daha üflemiş. Kaval, şöyle ses çıkarıyormuş:
– Düttürü düüüüt… Ben küçük Dahim!.. Düttürü düüüüt. Ben küçük Dahim!..
Çoban:
-Allah Allah, diyormuş, bu nasıl şey böyle? Elbette dal bu… Biraz önce kavaktan kopardım ya… Dal tabii… Yaprak değil ya… Hâlbuki o kavak, padişahın küçük kızı Dahmış. Gümüş tas sihirli olduğu için Dal göle düşünce onu boğulmaktan kurtarmış, kıyıda kavak ağacı şekline sokuvermiş.
Çoban, bu tuhaf sesler çıkaran kavalını öttüre öttüre dolaşırken korulukta gezinen padişaha rastlamış. Kavalın çıkardığı sesler, padişahın da dikkatini çekmiş. Çobanı yanına çağırarak kavalı elinden almış, öttürmüş.
Kaval:
– Düttürü düüüt… Ben küçük Dahim!.. Düttürü düüüt… Ben küçük Dahim! diye seslenince, birdenbire, kaybolan sevgili küçük kızı Dahin ince sesini tanımış. O anda, heyecandan ve sevincinden kaval elinden düşmüş. Düşer düşmez de iki parça olmuş, küçük kızı Dal karşısına çıkıvermiş…
Bu bir anda olanlar karşısında padişah önce ne yapacağını şaşırmış. Sonra küçük kızına sarılmış, sevinç gözyaşları içinde onu doya doya öpmüş.
Kaval parçalarını eline alan padişah, kızı ile birlikte sarayın yolunu tutmuş. Yaprak’la Fidan oralarda imişler. Babalarının yanında Dal’ı görünce şaşkına dönmüşler. Sonra Daha soğuk bir şekilde sarılmışlar, onu yalancıktan öpmüşler.
Birlikte içeriye girmişler, sultan anne de kızına yeniden kavuşunca dünyalar kadar sevinmiş, onu kucaklamış.
Hep birlikte oturmuşlar. Babası ile annesinin isteği üzerine Dal, başından geçenleri olduğu gibi anlatmış. O zaman padişah da sultan anne de Yaprak’la Fidan’ın kıskançlık yüzünden kardeşlerini kurtarmadıklarını anlamışlar. Padişah:
– Yaptığınızı beğendiniz mi, diyerek kavalın bir parçasını Yaprak’ın, öteki parçasını da Fidan’ın yüzüne fırlatmış.
Kaval parçaları, yüzlerine değer değmez, her iki kıskanç kız da o kadar çirkinleşmişler, o kadar çirkinleşmişler ki yüzlerine bakılacak hâlleri kalmamış. Böylece kötü kalpliliklerinin cezasını almışlar, başlarını önlerine eğerek saraydan çıkıp gitmekten başka çare bulamamışlar.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Ödev Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 117 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!