Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 146

“9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 146 Ödev Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları Sayfa 146

Hayatımın son dakikasına kadar başımdan ne gelip ne geçecekse bu küçük kalemle bu kapsız deftere yazacağım. Gece karanlıkta, bu millî facianın bütün esrarını buraya dökeceğim, onu bir taşın altına bırakacağım.
Çok geçmez; hayır, hayır, ya iki ya üç gün sonra buralarda tekrar Türk askerinin çarık sesleri duyulacaktır. Bunlardan bir kısmının yolu mutlaka buraya uğrayacaktır ve bu zavallı viraneyi gezip görmeden geçip gitmeyecektir. İşte, tam bu gezintilerden birinde, tıpkı Mehmet Ali’ye benzeyen yağız bir er, bu defteri bularak subayına koşacaktır. Otuz iki dişini birden gösteren bir tebessümle sırıtarak:
– Efendi, efendi şuna bakıversene acep nedir ki? Diyecektir.
Subay, defterin yapraklarını yavaş yavaş çevirmeye başlayacaktır. Bu merak defterin son yapraklarına doğru derin bir heyecan hâlini alacaktır.
Ondan ricam şudur ki burada bana bir yabancı muamelesi ettikleri, beni kendilerinden saymayıp daima manevi bir ezaya mahkûm kıldıkları için köylülere bir öfke bağlamasın. Onları, ben küçük sığırtmacın ölüsü başında affettim. Ve bu umumi facia anında hepsine hatta Salih Ağa’ya bile hakkımı helal ediyorum. Bunların hiçbiri, “ne yaptığını” bilmiyor.
Eğer, bilmiyorlarsa kabahat kimin? Kabahat, benimdir. Kabahat, ey bu satırları heyecanla okuyacak arkadaş, şenindir. Sen ve ben onları, yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın göbeğinde, herkesten, her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede hâlinde bırakmışız. Açlık, hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde, ruhları her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır.
Düşman askerleri savunmasız halkı köy meydanında toplar. Ahmet Celal, bu kargaşa esnasında Emine’yle birlikte kaçar. Kaçarken ikisi de yaralanır. Bir ağaç dibinde birbirlerinin yarasını sararlar. Yarası ağır olan Emine, yürüyebilecek hâlde değildir. Ahmet Celal, hatıra defterini Emine’nin avuçlarına bırakarak bilinmeyen bir yere doğru gider.

Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları

eza: Üzme, sıkıntı verme, iptidai: İlkel, kulak kabartmak: Belli etmemeye çalışarak dinlemek, partal: Çok kullanılmaktan yıpranmış, takalliis: Kasılma, bir şeyin toplanıp büzülmesi, umumi: Genel, yağız: Esmer, eskimiş.

Metin ve Türle İlgili Açıklamalar

Okuduğunuz Yaban adlı romandan alınan parçada halk ile aydınlar arasındaki kopukluk ve yabancılaşma anlatılmaktadır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sakarya Savaşı sonrasında bölgede incelemelerde bulunmuş; bu izlenimlerden yola çıkarak 1932 yılında Yaban’ı yayımlamıştır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanda gözleme dayalı gerçekçi betimlemeler yapmış, diyaloglarda ağız özelliklerinden yararlanmıştır. Romanın bir hatıra defteri şeklinde yazılması esere otobiyografik bir özellik kazandırmaktadır.

Roman; yaşanmış ya da yaşanması mümkün olayları, durumları, yer, zaman ve kahramanlara bağlı olarak anlatan edebî türdür.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Ödev Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 146 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Edebiyat Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Yorum Yap

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!